Ülkemizde ilk akuaponik yetiştiricilik metoduyla üretilmiş olan ürün iceberg marul, halk diliyle göbekli maruldur. Zaman içinde hızla geliştirilen üretim teknikleriyle geliştirilen iceberg marulunun üretimi, tarımdan ziyade endüstriyel bir üretim şekli halini almıştır.
2012 yılında bu marulun üretimi toplamda 370 bin tonu geçmiştir. Başlangıçta hedef pazar fast food restoran zincirleriyken, bugün gelinen noktada bireysel ev tüketiminin de arttığı izlenmektedir. akuaponik metotla yetiştiriciliği yapılan göbek maruluna bir sanayi ürünü yaklaşımıyla bakıldığı takdirde üretimin çok daha fazla artacağı düşünülmektedir. Bunda en önemli faktör teras sistemiyle ve gelişmiş tekniklerle, marulun yetişme süresinin kısalmasıdır. Topraksız olarak teraslarda yerleştirilen Iceberg marulu fidelerine, birtakım formüllere dayandırılarak hazırlanan ve bitkinin besin ihtiyacını karşılayan sıvılar verilmek suretiyle yetiştirilmektedir. Solüsyonların formülasyonlarının teknik metotlarla belirlenmesi neticesinde, ürünün kalitesi yüksek ve sabit tutulabilmektedir.
2012 yılında bu marulun üretimi toplamda 370 bin tonu geçmiştir. Başlangıçta hedef pazar fast food restoran zincirleriyken, bugün gelinen noktada bireysel ev tüketiminin de arttığı izlenmektedir. akuaponik metotla yetiştiriciliği yapılan göbek maruluna bir sanayi ürünü yaklaşımıyla bakıldığı takdirde üretimin çok daha fazla artacağı düşünülmektedir. Bunda en önemli faktör teras sistemiyle ve gelişmiş tekniklerle, marulun yetişme süresinin kısalmasıdır. Topraksız olarak teraslarda yerleştirilen Iceberg marulu fidelerine, birtakım formüllere dayandırılarak hazırlanan ve bitkinin besin ihtiyacını karşılayan sıvılar verilmek suretiyle yetiştirilmektedir. Solüsyonların formülasyonlarının teknik metotlarla belirlenmesi neticesinde, ürünün kalitesi yüksek ve sabit tutulabilmektedir.
Iceberg marulunun bu metotla üretimi için geniş toprak araziler gerekli olmaması ve şehir merkezlerine yakın yerlerde dahi kat kat teraslarda yetiştirilebilmesi sebebiyle, ürünün tüketiciye ulaşması hem daha hızlı hem de daha az maliyetle sağlanabilmektedir. Girişimcilere bu sektöre yatırım yapmak için cazip gelen en önemli faktör ise, bu marul türüne olan yüksek taleptir. Yakın zamana kadar şehirlerin yakınlarında büyük bir tesis kurulmamış olması, akuaponik marul yetiştiriciliğini girişimciler için cazip kılarken, böyle bir yatırımı yapmak için hazırlanacak tesisin ayda en az 250 bin adet üretim hedefini karşılayacak nitelikte kurulması gerekir.
Akuaponik metotla üretimi yapılan diğer bir ürün de balıktır. Teknik olarak bir besin dönüşümüne bağlı olan bir sistem olup, balık üretiminin sebep olduğu çevre kirliliğine alternatif olarak geliştirilmiş bir sistemdir. Tatlı su levreği, morina, kefal gibi tatlı su balıklarının üretilmesinde uygulanır. Sistem, su altında yetişebilen sucul bitkilerin hazırlanan havuzların dibine yerleştirilmesi ve balıkların atıklarıyla beslenerek büyümeleri esasına göre tasarlanmaktadır. Daha sonra gelişen bitkiler yine havuzdaki balıkların besin kaynağı olur ve böylece besin döngüsü tamamlanır. Bu yöntemle yem maliyeti en aza indirilirken balık atıklarının kirletici etkisi de ortadan kaldırılmış olur. Tabi akuaponik balık yetiştiriciliğinde sadece otçul balıklar üretilebilmektedir. Ancak istendiği takdirde yarı yemi yarı bitki besini kullanılmak suretiyle yarı otçul balıklar da yetiştirilebilmektedir. Suyun dünya üzerinde kıtlığı göz önüne alındığında bu yöntemin az miktarda suyla yapılabilmesi de su tasarrufuna önemli bir katkı sağlamaktadır. Yalnız dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta suyun kirliliğine ve mikrobik canlılara karşı korunması olup, buna engel olmak için gerekli ekipmanın havuzlara yerleştirilmesidir. Ülkemizde son dönemde gelişmeye başlayan bu sektör girişimciler tarafından yatırım yapılmak üzere ilgi görmektedir.
Çağımızda gıda endüstrisinin hızla gelişmesi ve günlük hayatın içinde sadece doğallığını yitirmiş olan endüstriyel gıdaların satın alınarak tüketilebilmesi bireylerde, yöresel ve doğal yiyecek maddelerine olan özlemi ortaya çıkarmıştır. Bunu dikkate alan girişimciler her türlü yöresel tatları, ürünün özelliğini dikkate almak suretiyle uygun ve göze hitap eden ambalajlarla tüketicilerin beğenisine sunmaktadırlar. Ancak burada dikkat edilmesi gereken hususlar;
- Seçilen ürün mutlaka bir yöreye özel olmalıdır.
- Yapılacak üretim standart sağlık ve temizlik koşullarına göre yapılmalıdır.
- Üretim gıda kodeksine uyum şarttır.
- Gelişmiş tekniklerle üretim yapılırken, ürünün ana içeriği ve lezzeti değişikliğe uğratılmamalıdır.
Yöresel gıdalara örnek vermek istersek; yöresel reçel, süt ürünleri, pekmez, tahin, salça, baharatlar, zeytinyağı çeşitleri sayılabilir. Girişimciler için geleneksel tatlara modern formlar kazandırarak, ürünü tüketim potansiyeli yüksek pazarlara sunmak oldukça cazip bir yatırım olarak görülmektedir.
SÜRÜLEBİLEN KAHVALTILIK PEYNİR ÜRETİMİ
Toplumumuzda kahvaltıya verilen önemin ve sağlıklı beslenmenin iyi bir kahvaltıyla güne başlanmak olduğunun beslenme uzmanlarınca yoğun bir şekilde önerilmesinin neticesinde, peynircilik sektöründeki üreticiler peynir çeşitlerine her gün bir yenisini eklemektedirler. Bunun yanı sıra, yeni bir trend olarak tüketiciler peynirin sürülebilir formunu daha çok tercih etmeye başlamışlardır. Kaşar, tulum, beyaz, otlu, mihaliç peynir tiplerinin yumuşak ve kolay sürülebilen formlarını üretmek mümkündür. Çünkü tüketici bu tatların da aynı şekilde yumuşak kullanımlarını da tüketmek isteyecektir. Hatta daha ileri noktaya götürülmek istenirse, rokfor, parmesan gibi ithal ve nitelikleri bakımından son derece kaliteli ve pahalı peynirler için de bu uygulama yapılarak minik ve şık ambalajlarda, tek seferlik tüketimler için farklı ürünler hazırlanabilmektedir. Porsiyon niteliğinde sürülebilir peynir çeşitleri üretmek girişimcilerin yalnızca hazır olan faklı türdeki peynirleri işleyerek krem haline getiren bir tesis kurmaları yeterli olacaktır. Tabi ürünü cazip hale getirecek bir sunum için ambalajlama şekli de büyük önem taşımaktadır.
Ülkemizde özellikle kızarmış patates tüketimi oldukça yoğundur. Ancak içeriğindeki nişastaya bir de kızartma yağının ilave edilmesiyle yüksek kaloriye sahip olan kızarmış patates, tüketiciler için sağlıksız bir gıda niteliği kazanmaktadır. Bu problemi aşmak için üreticiler, nişasta oranı daha düşük olan hibrit patatesler üretmektedirler. Round reds diye adlandırılan patates cinsi, hibrit patateslere bir örnektir. Bu patates türünün içeriğinde nişastanın az olması, kızartılması halinde meydana gelen karamelize kısım patatesin yağ çekmesini engeller ve patateslerin daha çıtır bir halde kızarmasını sağlar. Bu tür patateslere artan talep yatırımcıları round reds üretimi yapmaya teşvik etmektedir. Yalnızca zirai üretimi değil, ayrıca farklı formlarda hazırlanarak dondurulmuş patatesler de hazırlanarak tüketime sunulabilmektedir. Red round cinsi patatesler sadece daha az nişasta içermekle kalmayıp ayrıca kabuklarının kolayca soyulması ve hatta kabuğuyla dahi pişirilebilir özelliği olmasıyla da tüketiciler tarafından tercih edilmektedir. Girişimciler için bu tür patatesleri işleyerek farklı formlarda, farklı kullanım şekillerine uygun olarak tasarlayarak, tüketime uygun ambalaj ve koşullarda tüketiciye sunmak oldukça karlı bir iş sahası olarak öngörülmektedir.
Bir çok vitamin içeren meyve sularını uzun süre muhafaza etmek mümkün değildir. Belli bir süre sonra tadı bozulacağı gibi, içeriğindeki maddeler kimyasal tepkime vererek zehirli maddeye dönüşebilmektedir. Günümüzde bu sorunu engellemek için kısaca HES olarak adlandırılan yüksek basınçla işleme tekniği geliştirildi. HES tekniği kullanılarak daha uzun süre dayanan ve taze sıkılmış görünümü veren meyve suları üretilmeye başlandı. Uzun ömürlü olması sebebiyle lojistiği daha kolaylaştığı gibi aynı zamanda soğuk hava taşımacılığına da gereksinimi ortadan kaldırdı. HES yönteminin en önemli özelliği, uygulanan yüksek basınç neticesinde ürün içerisindeki tüm zararlı mikro organizmaları ve mayaları yok eder. Ancak bu işlemler meyve suyunun lezzetini bozmaz. Örnek vermek gerekirse Avure markası HES yöntemiyle üretim yapan firmalardan birisidir. Bu konuda yatırım yapmak isteyen girişimcilerin HES teknolojileri hakkında daha detaylı bir araştırma yaparak bilgi almalarında fayda vardır.
0 yorum:
Yorum Gönder
Konu Hakkında Bilgini Bilgini Paylaş