Kullanımının pratik olması ve çok yönlü amaçlara yönelik olarak tüketilebilmesi sebebiyle, günümüzde sürülebilen gıdalara talep artmaktadır. Bu tür gıdalar sadece peynir ve kayısı çeşitleriyle sınırlandırılmayıp, meyve, sebze, et, yoğurt ve şarküteri ürünleri de bu kapsamda işlenebilmektedir. Bu alanda iş yapmak isteyen yatırımcılar daha çok özellikli ürün talebinde bulunan küçük grup tüketicileri hedef müşteri kitlesi olarak ele alıp, özel ürünler oluşturmalıdır.
Yine organik, doğal ve light ürünlere olan talep göz önüne alındığında, bu tip ürünlere yönelikte sürülebilir gıdalar üretmek mümkündür. Bunu örneklendirmek istersek; muhtelif meyveler, badem, fındık, fıstık gibi kuruyemişler, light tereyağ ve peynir kombinasyonları, kızarmış kıtır ekmek dilimleri üzerine sürülmek üzere hazırlanabilmektedir. Tabi burada girişimcilerin önemle üzerinde durması gereken husus, üretime geçmeden önce Tarım Bakanlığı’ ndan gerekli izinlerin alınmasıdır.
Yine organik, doğal ve light ürünlere olan talep göz önüne alındığında, bu tip ürünlere yönelikte sürülebilir gıdalar üretmek mümkündür. Bunu örneklendirmek istersek; muhtelif meyveler, badem, fındık, fıstık gibi kuruyemişler, light tereyağ ve peynir kombinasyonları, kızarmış kıtır ekmek dilimleri üzerine sürülmek üzere hazırlanabilmektedir. Tabi burada girişimcilerin önemle üzerinde durması gereken husus, üretime geçmeden önce Tarım Bakanlığı’ ndan gerekli izinlerin alınmasıdır.
Son zamanlarda diyet programı uygulayanlara, vejetaryenlere yönelik üretilen bitkisel karışımlı light köfteler oldukça talebi yüksek bir ürün. Bitkisel karışım her türlü sebze ve hatta pek çok sayıda meyveyi kapsayan geniş bir karışım türüdür. Amerika Birleşik Devletleri’ nde çok talep gören bitkisel köfteler soya bitkisi ve yumurta akıyla harmanlanıp, çeşitli bitkiler ve bazen de pirinç ilavesi yapılarak hazırlanıp uygun ambalajlarla pişirilmeye hazır olarak markete sunulmaktadır. Köfteleri farklı baharatlarla, mısır unlarıyla, bazı farklı kokulu otlarla da karıştırarak lezzet çeşitliliği yaratmak mümkündür. Otomatik endüstriyel tasarımlı üretim hatlarıyla hazırlanıp, ambalajlanan bitkisel köfte üretimi girişimciler için önemli bir yatırım alternatifi olarak görülmektedir.
Meyve ve sebze tozu olarak da adlandırılan ürünlerin en önemli niteliği, yapıldığı meyve veya sebzenin uzun süre tadını ve özelliğini kaybetmeden muhafaza edilebilmesi ve depolanırken fazla yer tutmamasıdır. Granül elde etme işlemi öncelikle meyve veya sebzenin suyunun çıkarılmasıyla başlar ve daha sonra oluşan bu sıvı kristalleştirme işlemine tabi tutulmak suretiyle çözünürlüğü yüksek mikro granüller elde edilir. Bu ürün başlıca pastacılık, reçel ve meyve suyu, salça ve benzer gıdaların üretimlerinde tat, koku ve renk verici olarak kullanılmaktadır. Bu işi yapmak isteyen girişimcilerin işletme hacminin büyüklüğüne bağlı olarak oldukça yüksek bir yatırım maliyetini karşılaması gerekmektedir. Tesisin bazı makine parkurları Türkiye’ de de yapılabilmekte ancak liyofilizasyon hattının yurtdışındaki makine üreticilerinden ithal edilmesi gerekmektedir. Meyve ve sebze granülleri önemli bir ihracat pazarına sahip olup, en önemli alıcılar arasında Kızılay, Kızılhaç gibi afet yardım kuruluşları yer almaktadır.
Semt pazarlarında yabani olarak yetişmiş haliyle “tilkişen”, “tatlı sarmaşık” olarak satılan kuşkonmaz bitkisi bugün birçok elit gurme restoranların seçkin menülerinde yer almaktadır. Oldukça pahalı bir sebze türü olan kuşkonmaz yetiştirilmesi güç bir bitkidir. Buradan yola çıkan üreticiler doğada kolaylıkla yetişen ve lezzet olarak özel üretilenlerden bir fark taşımayan kuşkonmaz bitkisini kültür bitkisi olarak yetiştirmeye başlamışlardır. Ülkemizde tüketimi henüz yeni yaygınlaşan kuşkonmaz bitkisi için Fransa, İspanya ve İtalya’ da festivaller düzenlenmektedir. İçinde çok faydalı vitamin ve mineraller ihtiva eden kuşkonmaz yalnızca iç piyasa için değil, ihracat potansiyeli yüksek bir ürün olarak dış piyasalara yönelik olarak da üretilmektedir. Pazarı bu kadar geniş olan bir ürünün kültür üretimini yapmak bir çok girişimci için cazip bir alan olarak görülmektedir.
Ülkemizde peynircilik sektöründe üretim atığı olarak ortaya çıkan peynir altı suyunu değerlendirip tekrar ürün olarak piyasaya sunacak tesislerin az olması, girişimcileri bu alanda yatırım yapmaya çeken bir faktör olarak gelişmektedir. Önümüzdeki 12 yıl içinde 450 bin tona ulaşması beklenen peynir altı suyu atığının içerik olarak laktoz, protein ve besin değeri açısından çok zengin bir yapıya sahip olması, bu kadar önemli bir gıda maddesinin atık olarak nitelendirilerek kullanım alanı bulamaması ülke ekonomisi açısından da büyük bir kayıptır. Oysaki bağımsız bir tesis kurularak kristalize edilen bu peynir altı suyu toz halinde pek çok sektörde kullanılmaktadır. Örnek vermek gerekirse, unlu mamuller pastacılık, çikolata, hazır çorba gibi sektörlerin yanı sıra, salam, sosis gibi şarküteri et üretimlerinde dahi toz peynir altı suyu çok aranılan bir madde olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca ihracata dönük bir ürün olması da önemli bir özelliktir. Yine ev kullanımına yönelik pazarlanması da karlı bir girişim olacaktır.
Ambalaj bir ürünün raftaki çekiciliğini arttıran en önemli faktör olup, ürün hakkında tüketiciyi bilgilendiren mesajlar içermektedir. Özellikle gıda sektöründe markanın yüzü olan ambalaj, pazarlama ve satış stratejileri açısından çok büyük önem taşımaktadır. Bu alanda üretici firmalar yaratıcı fikirlere sahip girişimcilere ihtiyaç duymaktadırlar. Bu alandaki ihtiyaç girişimcileri kendisine çekmektedir.
Ülkemiz topraklarında pek çok şifalı yabani ot ve bitki yetişmekte olup, söz konusu bitkiler yeşil tıp alanında eczacılık sektörüne hammadde oluşturmaktadır. Bu bitkilerin işlenerek özlerinin çıkarılması ve miligramlarla belirtilen oranlarda bitkisel ilaçlara katılması çok büyük önem taşımaktadır. Bu işlemde gramlarla ölçülebilen bitki özlerinin elde edilebilmesi için tonlarca miktarda bitkinin işlenmesi gerekmektedir. Buna bağlı olarak paket ünite olarak adlandırılan kompakt yapıda bir işleme tesisinin kurulmasına ihtiyaç vardır. Bu tesislerin HPL teknikleri ve kristalizasyon konularında da know – how veren pek çok makine üreticisi firmalar tarafından kurulduğu bilinmektedir. Bitki özleri işlenerek elde edilen tıbbi ürünü büyük ilaç firmalarına ve alternatif tıpla uğraşan bireysel ve kurumsal girişimcilere pazarlamak mümkündür.
Avrupa ve ABD’ de yaygın bir şekilde kullanılan yerfıstığı yağı daha çok pastane hamur işlerinde kullanılmaktadır. Ülkemizde henüz yalnızca çerez olarak tüketilen yerfıstığı yoğun olarak Marmara, Ege, Akdeniz ve az bir oranda da GAP bölgesinde yetiştirilmektedir. Ürüne artan talep ve devletçe sağlanan teşvikler neticesinde girişimciler için yerfıstığı yetiştirmek ve işleme tesisi kurmak günümüzde karlı bir yatırım olarak görülmektedir. Kurulacak tesiste çok yönlü bir imalat göz önünde tutularak, ürün çeşitliliği yaratılabilmektedir. %50 yağ içeren yerfıstığından başlıca yağ elde edilirken ayıca tarım alanından elde edilen fıstığın bir kısmı farklı şekillerde işleme tabi tutulup, paketlenip çerez, fıstık ezmesi, krokan olarak piyasa sunulabilmektedir. Yine aynı tesiste yağın dışında ek işlemler uygulanmak suretiyle coenzym Q10 ve doğal E vitamini elde edilmektedir. Hem yurtiçinde hem de yurtdışında yoğun bir pazara sahip olan yerfıstığı üretimi ve işlemesi yatırımcılar için son derece karlı bir sektör olarak gelişmektedir.
0 yorum:
Yorum Gönder
Konu Hakkında Bilgini Bilgini Paylaş