Küreselleşen dünyada antika pazarcılığı çok kazançlı bir meslek haline geldi. Kurallara ve yasalara uygun yapılacak antikacılığın turizm açısından da önemi büyük…Turizm çeşitliliğini hedeflemiş ülkelerin geçmişten gelen zenginliğine şüphe yok. Onların ulusal ve özel müzeleri turistleri bir mıknatıs gibi kendine çekiyor.Türkiye bu konuda ilk on ülkenin arasına girebilen ve daha keşfedilmesi yıllar sürebilecek medeniyetler beşiği bir büyük ülke.Ne var ki Türkiye gibi etnografya zengini bir ülkede turizm çeşitliliği adına yöresel geçmişi yansıtan yerler çok az.Onlar da tamamen kimi belediyelerin himmetiyle kurulmuş sergi vasfında basit yerlerden ibaret. Oysa dünyada turistlerin ilgisini çeken yerlerin başında “antika pazarları” geliyor. Nitekim 2006 yılında Avustralya’da yapılan bir araştırmada en çok ziyaret edilmek istenen yerler listesinde “antika pazarları” ilk beşin içine girmiş.
MODERN ANTİKA PAZARLARI
“Antika pazarı” ifadesi bizde nedense hep yanlış anlaşılıyor. Osmanlı’dan kalma adet üzere “sipahilerin” eski koşum takımları ile esvaplarının satıldığı yerlerin adı zamanla “bitpazarı” olmuş. Hala ikinci el giyim eşyalarının ve kalitesiz ıvır zıvırın satıldığı yerlere “bitpazarı” deniyor.
Hâlbuki batıda bitpazarı deyince başta antika eşyaların, ikinci el kitapların, müzik aletlerinin satıldığı yerler akla geliyor. Nitekim Batılılar bu tür pazarlara “flea market” adını veriyor. Tam tercümesi “pire pazarı” demek…
Anlaşılan o ki kültürler birbirini etkiliyor, “antika pazarları” na bizde “bitpazarı” denmesi galiba biraz da bundan.
İŞTEN ANLAMANIN AVANTAJI
Perakende işlerin en ilginçlerinden biri olan “antika pazarı” kurmak için girişimcilerin birazkültür altyapısına sahip olması lazım. Malın değerini anlamak ve onu restore edip satışasunmak aslında başlı başına bir meslek…
Çoğu yerde “eskicilik” olarak adlandırılan “antika pazarcılığı” klasik “antikacılık” mesleğinin daha gelişmiş bir şekli. Antikacılık daha çok resim, porselen, çini, plastik sanatlar ve ahşap üzerine yoğunlaşırken, “antika pazarı” her türlü antikanın yanında tüm eski eşyayı “eskiliğini bozmadan” “yenileyerek satmayı” hedefliyor. Bu açıdan bir bakıma restorasyonu yapılmış eserlerin satıldığı bir pazar yeri burası.
Çeşitler içinde plaklar, gramofonlar, eski radyolar, değerli mobilyalar, tarihi giysiler, süs takıları, gümüş objeler, yarı değerli taşlar, eski kitaplar gibi yüzlerce çeşit malzeme var.
Önemli olan tarihlerini iyi belirlemek ve profesyonel şekilde sergilemek… Birer çöp ve enkaz yığını halinde görüntülenen yerler asla “antika pazarı” değil. Bir eşyanın antika olması için en az 30 yaşında ve çok iyi bakım görmüş olması lazım. Eski döküntüleri olduğu gibi satmak “antika pazarcılığı” nın kapsamına girmiyor.
HER KENTE BİR ANTİKA PAZARI!
Dünyada “antika pazarları” nın çok ilginç örnekleri var. Paris’teki “March Clignancourt” bunların en ünlülerinden biri. Nerdeyse koca bir semte yayılan “Clignancourt (Klinyankur) Pazarı” nda tam 2860 satış noktası var. Burada 1600′lerden kalma mükemmel yenilenmiş bir org yanında, en nadide pul koleksiyonlarına kadar her şeyi bulmak mümkün.
Bu ilginç işle ilgili yapabileceğim öneri şu: Kapalı büyük sahalar, kullanılmayan antrepolar “tematik antika pazarı” haline getirilebilir. İşin püf noktalarını anlamak için dünyadaki bazı örneklerini bizzat görmenizde yarar var. Gerçek anlamda “flea market” ya da “antika pazarı” ancak görülerek öğrenilebiliyor.
TÜRKİYE’DE TUTACAK BİR İŞ
Eğer iyi dizayn edilebilirse Türkiye’de epey tutulabilecek bir iş haline gelebilir. Bizde öncül örneklerini “İstanbul Kapalıçarşı” dışında görmek çok zor…
“Antika pazarı” nda yasaların izni çerçevesinde “imitasyon” (taklit) eser satmak da mümkün. Ancak bunların açıkça taklit olduğu belirtilmesi şart…Bu işte “etnografya”, “arkeoloji”, “restorastörlük” ve “müzecilik” bilgisi olan girişimcilerin büyük başarı kazanacağını söyleyebilirim. Projenin en çok ses getireceği yerler ise büyük kentler. Buraların birer “turistik mekân” haline getirilmesi ve ünlenmesi de çok önemli. Proje bir bakıma “turizm markası” olmak anlamına da geliyor. Gerekli obje ve malzemeleri ise işten anlayan eksperler yoluyla çeşitli kentlerden temin etmek mümkün. Ancak asıl büyük cironun meraklı yerli müşterilerle sağlanacağı da bilinmeli.
BU İŞİN FUARLARI DA VAR!
Daha geniş açılımlar içinse her yıl mart ve nisan ayları arasında Belçika’nın başkenti Brüksel’de kurulan “Eurantica Antika Fuarı” nı (Eurantica Antiques Fair) ziyaret etmenizde yarar var. On gün açık kalan fuarda 150 uluslararası galeri ve antika eşya satıcısı var. Buradan yasal yolla bazı eşyaları almak ve Türkiye’ye getirmek mümkün.
Ve son bir not: Başta Çin ve Hindistan ürünleri asla antika değerinde değil. Bunlar işinizin kalitesini düşürebilecek basit objeler. Projenizde bunlara iltifat etmemeniz gerekiyor.
Nur demirok / Yeni Para
0 yorum:
Yorum Gönder
Konu Hakkında Bilgini Bilgini Paylaş